Öğretmen geldi; sınıfa girdi:– Günaydın! Dedi.Bütün sınıf karşılık verdi:– Günaydın Öğretmenim.Herkes yerine oturdu; Tombul Hamza homurdandı durdu… Meyve suyunu arıyordu, herkesi azarlıyordu…– Bilirsiniz benim huyumu, kim içti meyve suyumu?… Yakalarsam fena yaparım, meyve gibi suyunu sıkarım!…– Belki birisinin canı
Uzun uzun yıllar önce günün birinde, bir bilge çölde öğrencileriyle otururken onlara şöyle bir soru sormuş:“Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak karanlık ne zaman başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”Öğrencilerden biri şöyle cevap vermiş:“Uzaktaki sürüye bakarım, eğer koyunu keçiden ayıramıyorsam işte o zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş.
Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Öğretmeni orta ikinci sınıftayken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi.Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta haya
Japonya da dilden dile dolaşan, herkesin birbiri ile paylaştığı bir hikaye, ortalığı kasıp kavurmuş okuyan herkesi derinden etkilemiştir. Yazarının kim olduğunu bulamadığımız bu hikaye, günümüzde pek çok ailenin sorunlarından olan bir durumu gözler önüne sermiştir. Bildiğimiz gerçekleri bu hikaye ile tekrar hatırlatmak için sizlerle paylaşmak istedik. Çocuklarımı
Hikâye nedir?Hikâye yaşanmış ya da yaşanabilir olayların kişi, yer ve zamanla anlatılmasıdır. Batılı anlamda hikâye edebiyatımıza Tanzimat Dönemi’nde girmiştir. Ama hikaye anlatma daha önceleri de edebiyatımızda vardı. Örneğin İslamiyet öncesinde destanlar, masallar hikâye etme yoluyla aktarılıyordu. İslamiyet’i kabul ettikten sonra Dede Korkut Hikayeleri, halk h