Vaktiyle küçük bir kasabada yaşayan dürüst, temiz bir delikanlı zaman içinde geçim sıkıntısı çekmeye başladı. Bu sıkıntısına çözüm bulamayınca, memleketine çok uzak şehir merkezine giderek iş bulup çalışmaya, kendine düzenli yeni bir yaşam kurmaya karar verdi. Hazırlanıp zaman kaybetmeden yola çıktı. Bu delikanlı, yolculuğu sırasında yorum ve açıklaması kend
Bilgelik Hikayeleri; Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış… Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara ciddi bir meblağ teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. “Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı” dermiş hep.Günün birinde, bir sabah kalkmışlar k
Hikayeye göre; XVIII. yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından William Holman Hunt’ın, bir bahçeyi tasvir eden bir tablosu Londra Kraliyet Akademisi’nde sergileniyordu.Hunt’ın “Kainatın Işığı” adini verdiği bu tabloda geceleyin elinde duran fenerle bahçede duran filozof kılıklı bir adam görülüyordu. Adam, serbest kalan eliyle bir kapıyı
— Çok büyük bir bilgindir.— Buluşları var mı?— Bu da soru mu? Sizin bunu sormanızı çok görürüm. Halk neyse ama aydınlar da bilime karşı ilgisiz davranıyorlar.— Söylesenize canım, ne yapmış bu ünlü bilgin?— Edebiyat tarihlerimizin bugüne kadar hep yanlış yazdıkları bir tarihi düzeltti.— Şimdiye kadar yanlış yazılan tarih neydi?— Ondördüncü yüzyılda yaşamış Şair Şe
Bir gün bilgelik yiyecek ve zenginlik birlikte bir yolculuğa çıktılar. Yolda bir ağacın altında tembel tembel yatmakta olan bir adama rastladılar. Adam onları selamlayıp sordu:– Nereye gidiyorsunuz?– Yaşayacak bir yer arıyoruz.– Servet benim yanımda yaşayabilir. Bu zamandan en önemli şey para-pul çünkü.Adamın bu sözü üzerine servet:– Sen a