“Kayayı İtmek” başlıklı hikayesini oku;Değerli yazarlarımızdan Murat Çiftkaya’nın çok güzel hikayelerinden sadece birisidir ‘Kayayı İtmek.’ Okumadan geçmeyiniz lütfen.Fakir bir genç adam geceleyin kulübesinde uyurken, uyku ile uyanıklık arasında odasının ışıkla dolduğunu gördü. Gaipten gelen bir ses ona şöyle dedi:“Bundan böyle
En yaygın, ama aynı zamanda en doğru gözlemlerden biri de, dünyanın yarısının öbür yarısının nasıl yaşadığından habersiz olduğudur. Seçkinlerin bahtsızlıkları gözümüze sokulur; süslü püslü sözlerle bire bin katılarak anlatılır ve dünya âlem bu acı çeken soyluları seyreylemeye çağrılır: Seçkinler, facianın baskısı altında daha pek çok kişinin acılarını paylaştığın
Sınır uyuşmazlığı başladı aralarında. Kişisel sınırların birbirine dokunmadığı bir sorun bu. İlk elde akla gelen, karşılıklı sınır çiğnemesi filan değil. Kent kocaman, ilişkilerini yutmuş gibi.Yedi yıllık, düzenli, düzeyli, birbirini eksiltmeyen, geliştiren ve tamamlayan bir ilişkileri vardı. Yedi yıl! gibi bir vurgu, ağırlıktan çok, belirsizlik çağrıştırıyor. Oy
Hurma ağaçlarıyla süslü yollarda halk neşe içinde idi. Çalgılar çalınıyor, şarkılar sokakları dolduruyordu. Renk renk giysiler içinde cambazlar, şehrin meydanlarında gösteriler yapıyorlardı. Saraya giden yolda şehrin ileri gelen büyük aile reisleri, kumandanlar, tüccarlar Sultanı tebrik etmek için âdeta yarışıyorlardı. Bir haftadır ülkede bayram havası vardı. Çün