Uzak bir ovada, ormanlar içinde bir krallık vardı. Krallığın içinde bin bir çiçekten oluşmuş özel bahçeler vardı. Kral bitki bilimine ilgisi yüzünden yüzlerce bahçıvan tutmuştu. Bu bahçıvanlar her sabah erkenden çalışmaya başlarlardı. Çalışmalarını gün batımına doğru ancak bitirirlerdi.Bir gün bir gezginin yolu bu ülkeye düştü. Gezgin şatoya doğru ilerledi. Kapıd
İslamiyet öncesinde kullanılan destan anlayışından modern hikâyeye geçişi sağlayan ilk örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.– Bu ürünler sözlü (anonim) olarak halk arasında yaşamış ve dilden dile aktarılarak sonraki nesillere bırakılmışlardır.– İçerisinde olağanüstü olaylar olsa da çoğu zaman gerçeğe yakın olayların ele alındığı halk hikâyelerinde aş
Giresun’un Espiye ilçesine bağlı Yağlıdere bucağının hemen yakınında, kemer taşından yapılmış bir köprü vardır. Çevre halkı tarafından “Ağa Köprüsü,” bazen de “Ağanın Köprüsü” olarak adlandırılan bu köprünün yapımında bir harç çeşidi olan horasanın kullanıldığı söylenir. Hatta içlerinden bazıları yapım esnasında yumurta akının da kul
Erzurum – İran transit yolunda seyredenler çok çeşitli tabiî manzaralarla karşı karşıya kalırlar. Aras Nehri’nin geniş yatağını takip ettikçe her an değişen manzara, insanı, Doğu’ya değil de Batı’ya gidiyormuş gibi büyüler. Bu tabiî güzelliklerin dışında yol boyunca çeşitli tarihî kalıntılar da dikkatimizi çeker. Bunlardan başka bir de, bugün altı göz
Giresun’un Görele ilçesine eskiden Elevi denirmiş, Anlatıldığına göre «Elin evi”nden bozma imiş. Elin evi, zamanla Elevi şeklini almış. Bugün bile Görelilere «Elevi» diye, şaka yollu taktlırlarmış.Efsanenin hikayesine gelince, vaktiyle Görele’nin denize yakın mahallelerinden birinde, bir burunda, zenginlerden birinin çok güzel bir köşkü varmış. Bu köşkün