Bilgi ile ilgili deyimler

Değerlendir:
1 sonuçtan 1 ile 1 arası

Konu: Bilgi ile ilgili deyimler

  1. Teşekküre Gitİndir #1
    Teşekküre Git
    Kıdemli Üye İnfo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Bilgi

    Gönderi Başına Git

    Deyim Bilgi ile ilgili deyimler

    Bilgi ile ilgili deyimler

    İçinde bilgi, bilmek geçen deyimler ve anlamları. Bilginin önemi ile ilgili deyimler ve anlamları hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

    Bilgi ile ilgili deyimler

    Adı gibi bilmek; çok iyi bilmek.

    Ağzının tadını bilmek;

    2) Her şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak:

    Ağzıyla içmesini bilmek; sözünü, sohbetini karşıdaki kişiyi incitmeyecek bir biçimde ayarlamak.

    Allah bilir

    Yağmur yağar mı dersin? - Allah bilir!

    “Allah bilir, bu kadarcık kestirdiği için bile bir araba dolusu laf edecekti.” - E. Şafak.

    Aman zaman bilmemek; fırsat vermemek.

    Antikasını bilmek; en iyisini bilmek.

    Arkasına (bile) bakmadan gitmek (kaçmak); arkada kalanlarla ilgilenmeden bir yerden hızlıca ayrılmak:

    Avucunun içi gibi bilmek; bir yeri, bir şeyi çok iyi ve ayrıntılı olarak bilmek: “Sizin analarınızın, babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim.” -H. Taner.

    Bal alacak çiçeği bilmek (bulmak); çıkar sağlanabilecek yeri veya şeyi bilmek, bulmak.

    Bastığı yeri bilmemek;

    2) Şaşkınlıktan nerede olduğunu seçememek, durumunu kontrol edememek.

    Bildiğinden şaşmamak (kalmamak); hiçbir etkiye aldırış etmeyerek doğru bildiği davranışı sürdürmek.

    Bildiğini okumak; herkes ne derse desin bildiği, istediği gibi davranmak:

    Bildiğini yapmak; verilen öğütleri dinlemeyerek tutumunu sürdürmek:

    Bildiğini yedi mahalle bilmez; bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz.

    Bildik çıkmak; birbirlerini eskiden bildiklerini veya ailece tanıştıklarını anlamak:

    Bildim bileli; öteden beri, eskiden beri:

    Bile bile lades

    “Benimki bir yapı meselesi. Ben böyleyim. Benimki bile bile lades. Aldırmıyorum, hoşgörümü kullanıyorum.” - N. Meriç.

    Bilgi tazelemek; önceden sahip olduğu bilgiyi yenilemek, güncelleştirmek: Matematikle ilgili bilgilerimi tazeledim.

    Bilgiçlik satmak (taslamak); bilmediği hâlde bilir görünmek, bilgin geçinmek:

    Bilincine varmak; anlamak, kavramak:

    Bilir bilmez; yarım bilgi ile, bilip bilmediğine aldırmadan:

    Bilmem hangi (kaç, kim, nasıl, ne); önemli veya anlatılması gerekli görülmeyen şeyler için kullanılan bir söz: Bilmem hangi dairede kâtipmiş.

    Bilmezlikten gelmek; bilmiyor görünmek.

    Bir ben, bir de Allah bilir; “çok sıkıntı için” anlamında kullanılan bir söz:

    (bir şeyin) Yanından bile geçmemiş; o şeyle hiçbir ilgisi yok” anlamında kullanılan bir söz.

    (birine) Biliş çıkmak; tanımak, önceden tanış olmak: “Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı.” -K. Tahir.

    (birine) Haddini bildirmek; sert bir karşılıkla uslandırmak, yola getirmek, cezalandırmak:

    (birinin) Cemaziyelevvelini bilmek; bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki her türlü yönünü veya kötü durumunu bilmek.

    (birinin) Ciğerinin içini bilmek; çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek:

    (birinin veya bir şeyin) Kıymetini bilmek; önemini, değerini bilmek:

    Borcunu bilmek;

    2) Borcunu zamanında öder olmak.

    Dini gibi bilmek; çok iyi bilmek:

    Doğru bildiği yoldan ayrılmamak (şaşmamak); her ne olursa olsun inandığı ilkelere bağlı kalmak:

    Elma da alma da demesini biliriz; “şartlara göre uygun davranırız” anlamında kullanılan bir söz.

    Ezbere bilmek;

    “Buraların altını ezbere bilirim, ezbere.” - S. F. Abasıyanık.

    Fare çıktığı deliği bilir; “bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir” anlamında kullanılan bir söz.

    Fırsat bilmek; bir şeyden belli bir amaçla hemen yararlanmak:

    Fırsatı ganimet bilmek; çıkan fırsattan en iyi biçimde yararlanmak:

    Görev bilmek (saymak, addetmek); görev olarak üzerine almak, sorumluluk üstlenmek: “Umutlu da olsam umutsuz da olsam görev bildiğim işi yerine getiririm.” - M. C. Anday.

    Görüş bildirmek; bir konuda elde edilen düşünce ve deneyimleri vermek.

    Sayısını Allah bilir; o kadar çok ki saymakla bitmez” anlamında kullanılan bir söz.

    Sen bilirsin; “nasıl uygun bulursan öyle yap” anlamında kullanılan bir söz:

    Ya Rabbi sen bilirsin, ya Rabbi sen bilirsin diye söylendi.” - M. Ş. Esendal.

    Siz bilirsiniz; “nasıl istersiniz öyle olsun” anlamında kullanılan bir söz.

    Su gibi bilmek (okumak); yanlışsız bilmek veya okumak.

    Şeytanın yattığı yeri bilmek; bilinmesi ve hatırlanması güç şeyleri bilmek, çok kurnaz ve açıkgöz olmak.

    Şunu bunu bilmemek; itiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek.

    Uyku nedir bilmeden; dinlenme imkânı bulamadan.

    Yakından bilmek (tanımak); bir kimseyi, bir şeyi bütün özellikleriyle bilmek veya tanımak.

    Yol iz bilmek;

    2) Görgülü davranmak.

    Yolunu bilmek; yöntemini biliyor olmak.




Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •